‘Merhaba’
Sorumlu turizm ne
demek? Bir hayal mi yoksa gerçekleştirilmesi mümkün bir hedef mi?
‘Hayal değil. Hayır.
Ancak kolay da değil. Sorumlu turizm basitçe seyahat edilen ülkenin doğal
kaynaklarına, kültürel ve sosyal değerlerine saygılı turizm demek. Tabi insana
saygı en önemlisi. Turizm sektöründe çalışanların uygun şartlarda yani
sömürülmeden çalışabilmeleri belki de sorumlu turizmin en çok üzerinde durduğu
mesele. Diğer yandan ziyaret eden ve ziyaret edilen arasında otantik, samimi
paylaşımların tesis edilmesi konusu var. Örneğin göçebe nüfusu düşünürsek bu
konu Moğolistan örneğinde ayrı bir önem taşıyor. Bu saydığımız şartların
hepsinin aynı anda sağlandığı ideal durum tabi ki aşılması gereken pek çok
zorluk içeriyor. Ancak sorumlu turizm hayal değil, zaten örnekleri de giderek
çoğalıyor’.
Bugün itibariyle
Moğolistan’da turizmin mevcut durumu nedir?
‘Moğolistan düne
kadar dünyanın en az ziyaret edilen ülkesi olmakla gururlanıyordu.Bilirsiniz eskilerin
dediği gibi. En güzeli en sona kalsın! 70 yıllık Demir Perde serüveninin
ardından ülke 1990’lı yıllarla beraber maceraseverlere ve turistlere kapılarını
açtı. Cengiz Han’ın doğduğu, dünyaya hükmettiği, nadide
kaşmirlerin diyarını ziyaret etmek için sabırsızlananların hedef ülkesi
haline geldi son yıllarda adeta Moğolistan. Kısaca bugün turizmin
mevcut durumu bize bu hayalin gün geçtikçe daha çok meraklı için gerçekleşmekte
olduğunu gösteriyor’.
Mevcut durum bu peki
genel olarak turizm nereye doğru gidiyor?
'Moğolistan
bâkir. 1,5 milyon metrekareye yayılan toprakları ve 3 milyon'u bulmayan
nüfusuyla uçsuz bucaksız bir ülke. Bilinmeyen bir yer değil
ancak turistler için az bilinen bir güzergâh diyelim. Diğer yandan az
önce de ifade ettiğim gibi turizm gelişiyor. Her geçen gün ve hızla gelişiyor üstelik.
Özel sektör ve kamu sektörü işbirliği içinde çalışıyorlar. Farklısı da olamaz
zaten mevcut şartlarda. Ülkemiz gerek sosyo-ekonomik gerekse politik anlamda
tam bir geçiş ülkesi. Herşey çok yeni. Diğer yandan hükümet turizmin gelişmesi
konusunda hevesli ve kararlı. Ancak ülkemiz hâlâ pek çok kişi için kayıp
ülke. Asya’daki diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda turizm çok yeni bir
sektör. Ülkenin altyapısının gelişmiş olduğunu söylemek zor. Turistik
sezon çok kısa. Kışın eksi 35 dereceye ulaşan soğuklarla karşı karşıyayız.
Düzenli şekilde planlanmış geziler bulmak kolay değil. Pek çok seviyede
aşılması gereken zorluklar var. Bunun yanısıra resmi istatistikler
Moğolistan’da turizmin geliştiğini onaylar rakamlar veriyor.
Turizmin ekonomideki
yerine baktığımızda ne görüyoruz?
‘Turizm şu an
GSMH’nın sadece %5’ini oluşturuyor. Herşey çok yeni. Otelcilik örneğin tam bir
şantiye. Yapmamız gereken çok şey var ama belki bir o kadar da yapmamamız
gerekenler var. İşte bu noktada sorumlu turizm bu yapılmaması gerekenleri
gösteren güzel bir yol haritası sunuyor. Daha önceden dünyanın farklı
ülkelerinde yapılmış hataları tekrarlamama şansımız var. En azından teorik
olarak diyelim’.
Bazı fotoğraflarda
Moğolistan'ı sisler arkasında görüyoruz. Madencilik doğayla dost bir sektör
değil. Turizm ve madencilik bu iki sektör yol ayrımına gelebilir mi?
‘Ülkemizi
geliştirmeye çalışıyoruz diyelim. Moğolistan zengin maden yataklarına sahip. Bu
sır değil. Uranyum, altın, bakır, kömür ve diğerleri. Madencilik sektörü
doğayla dost değil ancak ekonominin temelinde. Şu aşamada hoşumuza gitse de
gitmese de ekonomiyi geliştirmek dışında herhangi bir seçme şansımız olmadığını
düşünmüyorum. Bizi önüne alıp götüren bir akışın içindeyiz. Turizm sektörü
madencilikle karşılaştırıldığında oldukça küçük bir yer kaplıyor ekonominin
genelinde. Bu açık. Tabiki öncelikler de buna göre şekilleniyor. Ülkenin
yüzölçümü bu aşamada önemli ancak doğanın da sınırları var. Moğolistan'da bile.
İşte bu gördüğünüz fotoğraflar doğanın sınırlarını gösteriyor’.
Son senelerde Moğolistan'ı
yeni keşfedenler nerelerden geliyorlar keşfe?
'Son yıllarda ciddi bir artış var ziyaretçi sayısında. En çok ziyaretçi iki komşumuzdan geliyor: Rusya ve Çin. Ülkemize gelen turistlerin yarısıdır bu. Koreli, Japon ve Avrupalı turistler bunu izliyor. Avrupa’dan gelen ziyaretçiler arasında en çok alman, ingiliz ve fransızlara rastlıyoruz. Son dönemde ülkemizi keşfetmek üzere yola çıkanlar kabaca bu ülkelerden geliyorlar'.
Rakamlarla söylemek
istersek karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?
‘2011 yılında tam
olarak 501.933 turist Moğolistan’ı ziyaret etti. 500.000 diyelim. 1990’dan bugüne yıllık ortalama %15’lik bir artış oluyor turist akışında.
Mesela 2012’de bu artış %10 olarak gerçekleşti. Afrika ve Avustralya’dan gelen
turistlerde ciddi bir artış var (sırasıyla %30'luk ve %40’lık bir artışa
karşılık geliyor 2012 yılı için örneğin). Fransız turist sayısı da geçtiğimiz yıl %20’lik bir artış gösterdi. Bu rakamların, ülkeye madencilik sektörü başta
olmak üzere gelen yabancı yatırımlarla doğrudan ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
Fransa örneğin ülkede uranyum çıkarılması ile ilgili bir anlaşma imzaladı geçen
gün.'
Dünyanın en iyi ata
binen ve en iyi ok atan bireylerisiniz ve bir zamanlar Asya'ya hükmetmiş bir
imparatorluktan bahsediyoruz. Bu döneminin izleri bugüne nasıl akıyor? Bu şanlı
tarihin bugünkü Moğol kimliği üzerindeki yansıması nedir?
'Tarihimizi iyi öğreniyoruz okulda ve tabiki her millet gibi hem gururlandığımız hem de unutmak istediğimiz sayfalar vardır tarihimizde. Diğer taraftan Rusya ve Çin'in ve bu iki ülke arasındaki rekabetin Moğolistan’ın mevcut kimliği üzerinde ciddi bir etkisi var. Japonya'yı da saymalıyız. Geçmişimizde de, geleceğimizde de bölgesel rekabetin ve başka yeni tanıştığımız rekabetlerin etkisinin büyük olacağını düşünüyorum. Moğolistan değişiyor. Bu değişim sosyal dokuyu da, doğayı da, ekonomiyi de hepimizi değiştiriyor. Bu değişimin etkilerini yaşayarak öğreneceğiz gibi duruyor'.
Kaçırmamamız gereken
kültürel etkinlikler hangileri ve tabi yılın hangi ayında nerede
düzenleniyorlar?
‘Evet, Moğolistan’ı
çekim merkezi yapan bir diğer unsur da yıl içinde düzenlenen festivaller. Dini,
tarihi, kültürel bu etkinlikler ülkenin tarihine bağlı ve çoğunlukla da Moğol
günlük yaşamını çok iyi yansıtan etkinlikler. Örneğin Naadam milli
bayramı aklıma ilk gelenlerden biri. Her yıl 10-13 Temmuz tarihleri arasında
ülke genelinde güreş, ok atma ve at yarışı gibi etkinliklerle devrimi
kutluyoruz. Bu kutlama turistler arasında en çok ilgi görenlerden biri.
Bir diğeri ise Bayan Olgii yöresinde düzenlenen Kartal
Festivali. Ekim ayında gerçekleşiyor. Bırada av sanatının
inceliklerine tanıklık etmek mümkün. Yine Gobi Çölü'nde düzenlenen Deve
Festivalini sayabiliriz. Deve üzerinde polo oyunlarının düzenlendiği
bu etkinlik süresince deve yetiştiricileri en güzel ve en güçlü hayvanlarını teşhir etme ve yarıştırma şansı buluyorlar. Şubat ayı sonunda,
Budist takvime göre gelen yeni yılı kutluyoruz. Bu yeni yıl kutlamaları birkaç
güne yayılıyor. Yine şubat ayında buz festivalinde buzdan heykel ve
buz pateni yarışmaları düzenleniyor. Bu dönem kışın en sert geçtiği dönem.
Kutlamalar Khuvsgul gölü etrafında yapılıyor.’
Göçebe hayat tarzı bugüne kadar badireler atlattı ama devam ediyor yüzyıllardır. Moğolistan’ın bugün içinde bulunduğu bu ekonomik değişim göçebeleri nasıl etkilecek?
‘Bugün 1 milyon civarında göçebe yaşıyor ülkede. Hayvan sayısı 42 milyon. 3 milyon’dan az olan nüfusa kıyasla inanılmaz bir rakam bu. Göçebe yaşamın tehlike altında olduğunu söyleyemeyiz şu anda. Komunizmin etkisi altındayken göçebeler zaman zaman zorla fabrikalarda işçi olarak çalıştırılıyorlardı. Ancak şu an böyle bir durum söz konusu değil. Diğer yandan şehirleşme oranı artıyor. Bu doğru. Tüm dünyadaki akışa uygun şekilde bizde de şehirler kalabalıklaşıyor ve işsizlik başta olmak üzere sorunlar var. Bu konuda da sorumlu turizm yerel ve geleneksel yaşamın devamının tesisi konusunda açılımlar sunuyor. Geleneksel yaşam tarzının korunduğu aynı zamanda turizmin de geliştirildiği bir düzlemde herkes kazanıyor. Yoğun şehirleşme hiçbir zaman arzu edilen bir durum değil. Moğolistan dünyanın en fakir ülkeleri arasında biliyorsunuz.’
Moğolistan’a
gelen turistler sizce ne arıyorlar?
‘Çok çeşitlidir tabi arayışlar
ancak genel kanım özgürlük ve espas, alan, engin alan. Eşyalarla değil sessiz
ve sonsuz tabiatla çevrili olma hissi. Evet, anahtar kelimeler bunlar
diyebiliriz kabaca. Özgürlük, zamanda ve mekânda kaybolmuşluk hissi.
Zamansızlık bir nevi.’
Diğer yandan Moğolistan’a
gelen tursitlerin %15’i sırt çantasını alıp cebinde 100$’la ülkede
günlerce hatta haftalarca kalıyor. Zaman zaman göçebe halkın
misafirperverliğinin su istimal edilmesi ya da çöp yönetimi gibi
sorunlarla mücadelede örneğin yetkililer ne gibi önlemler alıyor?
'Bugün Moğolistan’da bir milyonu aşkın göçebe yurtlarda hayvancılık yaparak ve dünyanın en acımasız soğuklarıyla mücadele ederek hayatlarına devam ediyor. Misafirperverlik kültürümüzde çok önemli ancak suistimaller oluyor evet. Diğer yandan bakanlık özellikle kamp bölgesi yönetmelikleri ile doğanın korunması konusunda önlemler alıyor. Çöp konusu özellikle üzerine eğilmemiz gereken bir konu. Son yıllarda turistik bölgelerde biriken çöp miktarlarında ciddi artışlar oldu. Bu çöplerin büyük bir bölümü doğaya serpiştiriliyor. Çöp toplama sistemimiz verimli değil ancak bu yerel halkın da çevre bilinciyle ve alışkanlıklarıyla ilgili. Turistik bölgelerde çöp toplanması konusunda gelişmeler var. Toplanıyor. Yerel yönetimler çalışıyorlar. Bilinç artıyor’.
Sorumlu turizmin
önündeki en büyük engeller neler?
'Gençler arasında gelenek ve göreneklere ilgi azalıyor. Bu çok iyi değil tabiki. Gün geçtikçe şehirli nüfus artıyor. Yasal olmayan avlanma. Çöplerin toplanması konusundan bahsettik. Yerel halk için turizmin getirisi tartışılır. Bunlar sorumlu turizmin önündeki aşılması gereken en temel birkaç engel’
Karşılıklı değişimden
bahsetmişken, turistler göçebeleri görmekten memnun ama göçebeler turistleri
görmekten memnun mu peki?
'Evet. Öncelikle
misafirperverlik çok önemli. Hayvanlar doğa ve insan içiçe Moğol kültüründe.
Biz doğanın dışında birşey değiliz insan olarak. Dolayısıyla insanı sevmek
doğayı sevmekle eş. Sonsuz doğanın içinde yeni birilerini görmek tabiki memnun
ediyor göçebeleri.'
Karayolu ve demiryolunun geliştirilmesi konusunda yabancı yatırımcılar rekabette. Bu turizmin kaderini nasıl etkiler?
'Transiberya'ya yatırım yapan
Rusya ve Çin. Daha çok turist getirecek bu yatırım doğal olarak'.
Yine eskilerin biz
sözüyle bitirelim mi?
‘Olur’
‘Dışarıya yolculuk
edenler harici şeylere bağlıdırlar; temaşası içinde olanlar ihtiyaç duydukları
her şeyi kendi içlerinde bulabilirler. Bu yolculuğun en yüksek şeklidir, oysa
harici şeylere bağlı olan, yolculuğun en sefil biçimidir.’ Lieh-Tzu
Bu dışarısı
Moğolistan olsa ne derdin?
'Güzel, biraz düşüneyim. Belki
de en sona kalan güzellik olarak Moğolistan, yolculuğun bu sefil biçiminden
sıkılanlar için uygun bir yer. Dışarıya yolcuğu, kişinin kendi içinde çıkacağı
bir başka yolculuğa dönüştürebilir'.
Bayarlaa Otgoo.
0 comments:
Enregistrer un commentaire