Pages

Home » » İzlandalılar Kazanın Doğurduğuna İnanırlarken…

İzlandalılar Kazanın Doğurduğuna İnanırlarken…


İzlanda Ekim 2008 finansal krizinin etkilerini en hızlı ve en acı yaşayan ülkelerin de başında geliyor.  2008’de bankacılık sisteminin çökmesiyle çok basit bir ifadeyle ülke iflas ediyor. Rakamlarla ifade etmek istersek, GSMH’sı 13 milyar olan bir ülke,  2003 yılında özelleştirilen 3 bankası  (Glitnir, Kaupthing ve Landsbank) aracılığıyla 100 milyar dolar borca giriyor.  Bankalar sadece kendi güçlerinin değil tüm İzlanda’nın da dimağının üzerinde borçlanıyorlar. Kısaca zincirinden kopmuş denetlen(e)meyen bir finansal dönüşüm sonucunda bankalar, kabaca ne isterlerse yapabilecekleri bereketli fütursuz bir ortamda hormonla büyüyorlar. Bunu da sofistike ürünler (ne olduklarını ve ne kadar sofistike olduklarını şu an için bir kenara bırakalım) ve de off-shore işlemler (bunu da bir sonraki yazıya bırakalım) sayesinde başarabiliyorlar. 

Görünmez el (çıkar çevreleri), kontrolün gereksizliği teorileriyle (tehlikeli fikirler üzerinden) piyasayı düzenlerken (yani düzenlemezken), İzlanda'da bankacılık sektörünün yarattığı el yapımı volkan, Lehman Brothers’ın iflasıyla beraber müziğin durması ve bankalararası borçlanmanın aniden kurumasıyla bir dakika daha fazla sürdürülemez hale geliyor ve patlıyor. Dönemin Başbakanı Geir Haarde İzlandalılara ülkelerinin battığı haberini verdiği konuşmasını, çaresizlikle ‘Allah İzlanda’yı korusun’ diye bitiriyor.

Hükümetin kriz ile mücadele konusunda Allah’tan yardım istemek dışında fazla bir yeteneği olmadığını çabuk gören İzlandalılar ise kısa bir süre içinde tencerelerini tavalarını alarak bu insan yapımı felaketin sebebi olarak gördükleri Merkez Başkanı Davíð Oddsson (1991-2004 İzlanda Başbakanı öncesinde de Başkent Belediye Başkanı) ve siyasilerin istifasını istiyorlar. 

Ancak diğer yandan hayalleri süsleyen bir ekonomik büyümeyle yıllarca rüyada yaşarken İzlandalılar bu rüyanın ne şekilde tesis edildiğini o dönemde fazla da sorgulamıyorlar. İnsanlığın geldiği son uygarlık noktasında, barış ve refah dolu bir ortamda çizgi filmvari bir hayat yaşayan masum İzlandalıların yaşadıklarının ne kadar gerçek olduğunu ve neden sonunda iflas ettiğini anlamak için ise biraz daha gerilere, 1990’lara girmeliyiz. Uzun yıllar Reykjavik Belediye Başkanı sonra uzun yıllar Başbakan  (1991-2004) ve en son 2005 yılında da Merkez Bankası Başkanı olarak görev yapan Oddsson ile hızlanan özelleştirmeler bu rüyanın motoru. İzlenen bu politikalarla İzlanda’nın M. Teacher’ı olarak anılan Oddssan, ülkeyi neo-liberal laboratuvara dönen ülkeler listesine başarıyla ekliyor. İzlanda’da 2001 yılı itibariyle bankaların üzerindeki denetlemeler kaldırılıyor. 2003 yılında da en büyük 3 bankası özelleştiriliyor. Oddsson sık sık Milton Friedman’dan referanslar vermesiyle biliniyor. Ülkenin sonunu hazırlayan tehlikeli yola bu dönemde giriliyor. Bu dönemde ülke ahtapot denilen birbiriyle ilişkili bir avuç iş adamı ve siyasinin elinde bir hedge fund haline geliyor. Bu parlak ama sözde yükseliş döneminde İzlandalılar kazanın doğurduğuna inanmakta zorluk çekmiyorlar. 

0 comments:

Facebook Blogger Plugin: Bloggerized by AllBlogTools.com Enhanced by MyBloggerTricks.com

Enregistrer un commentaire

 
Support : Copyright © 2013. Okumalar Yazmalar - All Rights Reserved